Doğanın bize sunduğu besinlerin her biri sağlığımız için faydalıdır. Aralarında öyle besinler vardır ki birden fazla özelliğiyle sağlığımızın iyilik meleğidir. Yeşil çay da o meleklerden biridir.

Günde bir fincan taze demlenmiş yeşil çay bağışıklık sistemini güçlendirip, vücudu hastalıklara karşı korumaktadır. Faydası ise sadece bununla sınırlı değildir. Mucize içecek yeşil çayın olumlu özelliklere daha yakından bakalım.


Form Koruyucudur

Yeşil çay içerdiğindeki bileşenler sayesinde formunuzu korumaya yardımcı oluyor. Kan akışını hızlandıran, vücudun daha fazla kalori yakmasına yardımcı olan yeşil çay kilo verirken de en büyük yardımcınız olacak.

Biliyorsunuz ki hayattaki en önemli kuramlardan biri denge ve ölçüdür. Yeşil çay daha fazla kalori yakılmasını sağlıyor diyerek tüm gün boyunca sadece yeşil çay içmeyi aklınızdan geçirmeyin. Günde en fazla 2 fincan taze demlenmiş yeşil çay içmeniz gerektiği kuralına uyun.


Cildin Dostudur

Cildinizdeki yaralar, kaşıntılar, güneş yanıkları gibi sorunları yeşil çay çözüme kavuşturuyor. Demlenmiş yeşil çay yapraklarını yara, kaşıntı olan bölgeye pamuk yardımıyla bastırarak sürün. Doğal bir antiseptik olan yeşil çay cildinizin en büyük dostudur.

Güneşin zararlı etkileri, düşük seviyede güneş yanıkları ve akşamdan kalma gözaltı morlukları için yeşil çay yardımınıza koşuyor. Demlenmiş yeşil çayı süzüp, suyuna pamuğu batırın. Sorunlu bölgelere masaj yaparak sürün. Güneşlenmeye çıkmadan önce teninize uygulayacağınız yeşil çay, güneşin zararlı etkilerine karşı güçlü bir koruyucudur.



Genç Kalmanıza Yardımcı olur

Kalp ve damar sisteminizin sağlıklı olması daha genç ve zinde olmanız anlamına gelir. Yeşil çay damar sağlığını koruyarak kalp krizi, felç gibi sağlık sorunlarına yol serbest radikallerle savaşıyor. Serbest radikaller hücre yapısını bozan, vücuda hasar veren zararlılardır. Olumsuz etkilerini en aza indirmek için doğru beslenmek gerekir. Günde 2 fincan yeşil çay içerek serbest radikallerle savaşabilirsiniz.


Konsantrasyon Koruyucudur

Yeşil çay içerdiği antioksidanlar sayesinde serbest radikallerle savaşır. Bu sayede beyin ve sinir sistemini zararla karşı korur. Hafızanızın daha güçlü, konsantrasyon yeteneğinizin daha gelişmiş olmasını istiyorsanız hayatınızda yeşil çaya yer ayırın. Alzheimer ve Parkinson hastalıklarına karşı koruyucu yeşil çayı günde 2 fincan içebilirsiniz.


Tansiyon Düzenleyicidir

Kanın damarlarda dolaşma hızı kan basıncına bakılarak ölçülür. Kan basıncı genel olarak tansiyon adıyla bilinir. Yeşil çay içeriğindeki antioksidanlar yüksek kan basıncını düzenler, kanın damarlardan geçip büzüşmesini ve daralmasını önler.


Kansere Karşı Koruyucudur

Kadınların korkulu rüyası meme kanserine karşı en kuvvetli neferi yeşil çaydır. İçeriğindeki antioksidanlar sayesinde hücre yenilenmesini önleyen serbest radikallere karşı savaşır.


Kaynak:Msn Kadın



Sağlıklı ve uzun yaşamın sırlarını veren Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'na göre, stresi hayatından kovan, dengeli beslenip spor yapan herkes uzun ömürlü olabilir. 120 yıl yaşamak hayal değil!

Bu yazıda daha uzun ve sağlıklı yaşamın püf noktaları ve çeşitli reçeteleri verilirken, genç kalmayı kolaylaştıran küçük formüller de sıralanacak. Prof. Dr. Müftüoğlu, 'yaşama sanatı'ndan 'yaşlanma sanatı'na uzayan bakış açısıyla, nasıl yaşlanmamız gerektiğini anlatıyor…



Mutlu bir hayat daha uzundur...

Ne mucize besinler, ne sporla geçirilen bir hayat, ne de sihirli formüller... Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'nun üzerinde en çok durduğu ve ısrarla vurguladığı kavramlar, sağlığa eşlik eden mutluluk, huzur ve dinginlik…



Eğitim bir avantaj

Daha çok sağlık bilinci içinde olmayı, daha iyi, daha sağlam duruşu sağlamayı becerebildiğimiz için hak ettiğimiz süreyi yaşayacağız. Entelektüel düzey iyiyse, bu daha iyi gerçekleşecek. Çünkü araştırmalara göre uzun ömrün en önemli anahtarlarından biri eğitim.

Eğitimli kişi sağlık ve dünya konusunda daha bilinçli. Araştırmalar eğitilmiş insanların belleklerinin daha sağlam olduğunu ve yaşam süresinin uzadığını gösteriyor. Eğitimli insan aşısını yaptırıyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hastalık belirtilerinde doktora daha erken başvuruyor. Hastaların yüzde 80'i çok hastalanmadığı sürece doktora gitmiyor.



Ölçü kaçmamalı

Ömrü akıllıca yaşamak. Hiçbir şeyin ölçüsünü kaçırmamak lazım. Formda kalmak, kaliteli bir hayat yaşamak, mutlu olmakla birleştirdiğiniz zaman sağlığın faydası var.

2 sınır çiziyorum. 30-35'li yaşlar artık dönüp kendinize bende neler oluyor diye sormaya başlamanız gereken yaşlardır. Diğeri 55 yaş ve üstü.



Yolun yarısı artık 35 değil ...


35 çok gerilerde kaldı. Orada Cahit Sıtkı'nın anlatmak istediği hayatın sadece organik yarılanması değil, ruhsal yarılanması. 35'ten sonra yaşamınız uzuyor ama ruhsal kalıbınız orta yaşa geliyor. 50 yaş ve civarını orta yaşlara giriş gibi düşünmek lazım.



55'te doktor şart

Doktora başvurmanın mutlaka gerektiği yaş, 55 ve üstü yaştır. Bu yaş grubu çok daha önemli. Çünkü o dönemde kadında da, erkekte de birdenbire hızlanan hormonal, metabolik değişimler yaşanır.


Orta yaşlarda hayata bakış…

İlkönce sağlığa, mutluluğa, dinginliğe odaklanmak lazım. Sağlıklı olma kararı, beraberinde başka türlü bir hayat yapılanmasını da gerektiriyor. Biraz egzersiz, biraz beslenme odaklı, uykuya, stres yönetimine dikkat eden, kendini başarıya daha fazla adayan, bunlar için gerekli olan ekonomik gücü elde etmeye çalışma gayreti içinde olan, ki ekonomisi daha iyi olanlar daha az hastalanıyor.

Örneğin ben sağlığımdan başlamalıyım, sigara içiyorum, onu bırakmalıyım. Egzersiz yapmıyorum, yapmalıyım. Duygusal hayatıma çok iyi dikkat etmeliyim. Ailevi ilişkilerim çok iyi değil, eşimle, çocuklarımla yeterince ilgileniyor muyum?

Bunları zaman zaman gözden geçirmek lazım. Hayatı dikkatli bir şekilde dağıtmak lazım. Sağlıklı olma kararı bir meydan okumadır.



Kadınlar erkeklerden fazla yaşıyor çünkü...


Kadınlar sağlıklarına daha düşkün.

Stresleri erkeklere göre daha az.

İş kazalarıyla karşılaşma riskleri daha az.

Erkeklere göre ruhsal ve hormonal açıdan daha monogam olmaya eğilimli. Bu nedenle cinsel yolla bulaşan hastalıklara daha az yakalanıyorlar.

Hormonal hiperaktif olmaları yani çok fazla değişken hormonal yaşamları, daha dirençli olmalarını sağlıyor.

Kadınlar daha sevecen, hayata daha bağlı, daha çok huzur içinde olmaya çabalıyor. Kadınlar daha az sigara, alkol tüketiyor.



Erken yaşlanmanın nedenleri

Beslenme eksiklikleri.
Hipertansiyon, şeker hastalığı, damar sertliği gibi uzun süreli sağlık sorunları.
Genetik hastalıklar.
Kas ve eklem sorunları.
Egzersiz eksikliği (hareketsiz yaşam tarzı).
Kolesterol-trigliserit yüksekliği.
Yoğun stres, mutsuzluk, kötümserlik, depresyon.
Organ yetmezlikleri (tiroit bezi tembelliği, karaciğer yetersizliği, kalp, böbrek, hipofiz yetmezliği).
Yoğun çevresel kirlilik ve radyasyon etkisi.
Yetersiz ve kalitesiz uyku.
Sigara, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı.




Sağlıklı beslenme reçetesi

Likopen içeren domatesi, karpuzu, proantosiyanidin içeren üzümü, pekmezi, beta karoten bakımından zengin portakal, kayısı, şeftali ve havucu, yoğun lif içeren tüm meyve ve sebzeleri bol bol tüketin.

Günde birkaç tane ceviz ya da fındığı, salataya ekleyeceğiniz yarım fincan ketentohumunu beslenme alışkanlıklarınıza yerleştirin.

Süt ürünlerinde yağsız ya da az yağlı olanlara yönelin.

Haftada 2 kez ortalama 100-150 gram düzenli olarak balık tüketin.

Yeşil yapraklı sebze ve meyvelere daha çok ağırlık verin.

Kafeinden olabildiğince uzak durup tuzu azaltın.
Daha bol potasyum, magnezyum, kalsiyum almaya çalışın. Lahana, brokoli, ıspanak, soya fasulyesi, güvenilir bitkisel kalsiyum kaynaklarıdır.

Orta yaşlarda güçlü antioksidan etkileri sebebiyle flavinoitlerin de bol bol tüketilmesi yararlıdır. Çaydan, koyu yeşil, sarı ve kırmızı renkli sebze ve meyvelerden yeterince sağlanabilir. Soya, elma ve brokoli önemli flavinoit kaynaklarıdır. Lahana, kereviz, bezelye ve şalgamda da bol bulunur.


LİGHT LİMONATA

5 adet limon
10 -15 adet yapay tatlandırıcı
1 orta boy zencefil
9 su bardağı su
1 su bardağı sıcak su
5 dal taze nane
1 çorba kaşığı kuru nane

· Rendelenmiş limonların kabuklarını, toz şeker, kuru ve taze nane ve rendelenmiş zencefillerle birlikte ovulur. Kabukları alınan limonların suyu sıkılıp karışımın üzerine dökülür. 10-15 dakika bekletilip 1 bardak sıcak suyu ilave edilir. Şeker yada tatlandırıcı tamamen eridikten sonra kalan su eklenir. Temiz bir tülbent ya da süzgeçten geçirilip soğutulur. Bu tariften 10 bardak limonata elde edilir.

DEREOTLU LİGHT AYRAN

½ su bardağı az yağlı yoğurt
1-2 su bardağı su (kıvam isteğe bağlı olarak ayarlanabilir)
Bir tutam dereotu
Birkaç yaprak taze nane
Az tuz

· İnce ince kıyılan taze otlar, yoğurt ve suyu beraberce blenderdan geçirerek
ayran hazırlanır. İsteğe bağlı olarak buz ilave ederek soğuk olarak da tüketilir.

MEYVELİ LİGHT SMOOTİE


100 gr kavun
½ orta boy şeftali
100 gr çilek
200 ml light süt
damak tadınıza göre toz tatlandırıcı
Buz

· Light süt, toz tatlandırıcı ve bol buz blenderdan geçirilir. Sonrasında kavun, şeftali ve çilek blendera ilave edilir. İyice karıştıktan sonra önceden soğutulmuş bardaklara koyulur ve üzerine nane yaprakları ilave edilerek servis edilir.

YAZ ÇORBASI

200 gram light yoğurt
1 yemek kaşığı nohut
1 yemek kaşığı buğday
3 adet salatalık
3-4 parça buz
1 tatlı kaşığı keten tohumu
1-2 diş sarımsak
Dereotu
Tuz

· Nohut ve buğday haşlanır. Salatalıklar küp küp doğranır, sarımsaklar dövülür ve tüm malzemeler 1-2 su bardağı soğuk su ile karıştırılır. Baharat, buz ve keten tohumu eklenip servis edilir.

Uzm. Dyt. Dilara Koçak



Yurtdışı seyahatlerinde su istediğiniz zaman eğer belirtmediyseniz genelde önünüze maden suyu gelir veya garsonun “gazlı mı, gazsız mı?” sorusu ile karşılaşırsınız. Çünkü Avrupa Ülkeleri ve Amerika’da maden suyu tüketimi çok yaygın ve bu konuda yerleşmiş önemli bir alışkanlık var. AB ülkelerinde yıllık 150 litre olan maden suyu tüketimi Türkiye de yaklaşık 4 litre.


Maden suyu nedir? Maden suyu jeolojik ve fiziksel olarak koruma altında tutulan yeraltı sularından elde edilmiş çözünmüş katı madde içeriği toplam 250 ppm'den daha az olmayan sulardır. Çözünmüş mineral tuzları, elementler ve gaz içerirler. Mineralli suları diğer sulardan ayıran özellik, kaynağından elde edildiği anda spesifik miktar ve oranlarda mineraller ve iz elementler içermeleridir. Her maden suyu farklı miktarda mineral içerebilir


Peki maden suyu içmek faydalı mı?
Maden suları kalsiyum, klor, magnezyum, sodyum, potasyum gibi vücut için önemli birçok mineral içerir. Özellikle terle sıvı ve elektrolit kaybının arttığı yaz aylarında, spor yapanlarda, sık seyahat edenlerde iyi bir seçimdir. Ancak maden suyu ile soda karıştırılmamalıdır. Maden suyu yerin en derin katmanlarından çıkar ve çıktığı yerin jeolojik özelliklerini taşır ve magmadan aldığı karbondioksit gazının basıncı vasıtasıyla yeryüzüne çıkarlar. Yeryüzüne çıkarken geçtikleri katmanlardan mineralleri de alarak yol alırlar. Bu sebeple maden suyu mineralce zengin ve doğal bir içecektir.

Mineralli su aktif yaşam, spor ve egzersizde doğal su desteğidir;
Sağlığın korunması ve geliştirilmesinde dengeli ve yeterli beslenmenin yanında günlük fiziksel aktivitelerin artırılması ve çeşitlendirilmesinin yararları günümüzde giderek daha iyi anlaşılıyor. Sportif faaliyetlere katılma, egzersiz yapma, yürüme ve koşu gibi aktivitelere katılma günümüz insanının sağlıklı alışkanlıkları arasında daha çok yer alıyor. Bu arada, tüm bu aktiviteler sırasında terleme ile oluşan su ve mineral kaybı unutulmamalıdır. Bu su ve mineral kaybının karşılanması yaşamsal önemdedir. Bu konuda mineralli sudan faydalanılabilir. Böylece, kaybedilen vücut suyu yerine konulduğu gibi, artan kas ve hücre metabolizması yeterli miktarlarda minerallerle desteklenir ve yaşamsal önemdeki su-elektrolit dengesi korunmuş olur.


Uzm. Dyt. Dilara Koçak


Vücudun ihtiyaç duyduğu suya hayatınızda ne kadar yer veriyorsunuz?


Uzmanlar sağlıklı yaşam için yetişkin insanların günde 2 litre su içmeleri gerektiğini önemle vurguluyor. Hem vücut hem de cilt sağlığımız için günde 2 litre su içmeyi alışkanlık haline getirmemiz gerekiyor.

Neden su içmeliyiz?

• Nefesimizi nemlendiren sudur.
• Vücudumuzun % 73’ü sudan oluşur.
• Kanımızın % 83’ü sudur.
• Kemiklerimizin % 22’si sudur.
• Su içmek iç organlarımız arasındaki uyumu sağlar.
• Sindirimi kolaylaştırır.
• Beyin fonksiyonlarımız için önemlidir.
• Vücudumuzdaki toksinlerin atılmasını sağlar.
• Cildi güzelleştirir.
• Kilo vermenize yardımcı olur.


Dünya sağlık örgütü yaptığı araştırmalarda yeterince su içmeyen ve sağlıklı beslenmeyen insanların karşılaşabileceği hastalıkları şöyle sıralıyor.


• Kalp ve damar yolu rahatsızlıkları
• Böbrek iltihaplanmaları
• Sindirim rahatsızlıkları
• Solunum yolu rahatsızlıkları
• Eklem rahatsızlıkları
• Kanser
• Alzheimer hastalıkları


Kendinizi, dostlarınızı, ailenizi, çocuklarınızı, eşinizi seviyorsanız günde 2 litre su içmeye özen gösterin.


Hayat değerlidir...

Eğer metabolik hızınız yavaşsa yediklerinize daha fazla dikkat etmek zorundasınız. Keyif aldığınız yiyeceklerden mahrum kalmadan yağlanmayı en aza indirmenizi sağlayacak üç stratejiyi ele alıyoruz.



Şişmanlamak zayıflamaya göre daha kolay. Eğer bir de metabolik hızınız yavaş ise yani “kaşıkla verip kepçe ile geri alan” grubunda iseniz yediklerinize ve genel yaşam şeklinize herkesten daha fazla dikkat etmek zorundasınız.

Alışveriş merkezleri, marketler, sokak satıcıları, televizyon reklamları, bol ikramlı dost sohbetleri, televizyon karşısı atıştırmalar, her gün kolayca erişilebilen birbirinden lezzetli yiyeceklerle ayda 1 - 2 kilo yılda 10 -12 kilo almak hiç şaşırtıcı değil.



Her gün sadece 200 kalori fazla yemek, yılda 72 bin kalori yapıyor. 7000 kalori 1 kg yağ depoladığına göre her gün 200 kalori fazla yemek, yıl sonunda 10 kg yağlanmak anlamına geliyor.



Eş zamanlı olarak güvenli ve yürüyüşe uygun kaldırımları olmayan yollar, uzaktan kumandalı televizyonlar, asansörler ve otomatik garaj kapısı kumandalarıyla neredeyse egzersizi de hayatımızdan çıkardık. Kendimizi stresli, izole edilmiş veya yalnız hissettiğimiz zamanlarda ise rahatlamak için yemeğe başvurmayı öğrendik.



Egzersiz sağlıklı bir vücut ağırlığını korumanın temel anahtarlarından biri olduğu için bu yazıyı okuyan atletik kişilerin çoğunun ciddi kilo sorunları yoktur. Ama birçok kişi zayıf kalma savaşı veriyor ve hepinizin 10 kilo verse daha sağlıklı olacak bir tanıdığı, bir ebeveyn, çocuk, eş veya arkadaşı vardır.



Bugün yağlanmayı en aza indirgemede ve istenen yağ kaybını optimize etmede keyif alınan yiyeceklerden mahrum kalmadan etkili olabilecek üç stratejiden bahsediyoruz:



STRATEJİ 1 - Kalsiyum Tüketiminizi Artırmalısınız

1988’de araştırmacılar kalsiyumun tansiyona etkilerini araştıran bir çalışmanın sonuçları karşısında şaşırdılar. Günde iki fincan yoğurt yemek daha düşük bir tansiyona katkıda bulunmakla kalmıyor, 12 ayda 5 kilo verilmesine de katkıda bulunuyordu. Hem de katılımcılara kilolarını korumaları söylendiği halde. Bu bulgu daha fazla araştırmayı tetikledi. Bugün biliyoruz ki:



Hücrede bulunan kalsiyum yağ depolanmasını düzenliyor.

Kalsiyum açısından zengin bir beslenme karın bölgesinde yağ kaybına katkıda bulunuyor.

Kalsiyum açısından zengin bir beslenme orta yaştaki kilo alımını en aza indirgemeye yardımcı olabiliyor.

Günde 3 ila 4 porsiyon kalsiyum açısından zengin süt ürünü tüketmek daha az süt ürünü içeren diyetlere göre daha fazla yağ ve daha az kas kaybı ile sonuçlanıyor. 12 haftalık bir kilo verme çalışmasında günde 3 fincan yoğurt yiyenler kalsiyum supleman ilaveli diyet yapanlardan yüzde 60 daha fazla yağ kaybettiler. (Sütteki yüksek kaliteli protein gibi başka bileşenler bu yağ yakma etkisini sürdürürken kasın korunmasını da sağlar.)



Gittikçe artan şekilde kanıtlar, günde üç ila dört defa kalsiyum açısından zengin süt ürünleri tüketmenin günde 100 kaloriye denk yağ yakılması veya yılda yaklaşık 5 kilo yağ yakılması demek olduğunu gösteriyor. Kalsiyumu süt ürünü olmayan besinlerden de sağlayabilirsiniz (brokoli, kalsiyum açısından zenginleştrilmiş portakal suyu, suplemanlar) ancak süt ürünlerinden (tercihen az yağlı) alınan kalsiyum en etkilisi.



Eğer bu kadar çok yoğurt veya süt tüketmek-ten kaçınıyorsanız sabahları tahıl gevreğinizi az yağlı sütle yiyebilir, öğleden önce veya akşamüstü az yağlı yoğurt tercih edebilirsiniz.



Başka seçenekler arasında 2 dilim az yağlı peynirden bir sandviç, sütle pişmiş yulaf ve hatta egzersiz sonrası kendinize gelmek için iyi bir protein karbonhidrat dengesi sağlayan tarçın ilaveli süt olabilir.



Kalsiyum açısından zengin diyetlerin sadece kilo idaresinde değil tansiyonu düzenlemek ve kemikleri güçlü tutmadaki faydalarını göz önüne alınca sağlığınıza nasıl bir iyilik yaptığınızı anlayacaksınız. Kalsiyum açısından zengin süt ürünleri tüketmenin püf noktası, kalorilerin günlük kalori tüketiminizin sınırları içinde kalıp aşırı olmadığına dikkat etmek. Yani litrelerce süt içip yağ kaybetmeyi beklemeyin.



STRATEJİ 2 - Kahvaltı Yapmalısınız

Yetişkinlerin yüzde 40’ı haftada en az dört kez kahvaltıyı atlıyor. Kahvaltıyı atlamak daha az kalori almak için iyi bir yol gibi gözükse de kahvaltı atlayanlar genelde kahvaltı edenlerden daha kilolu. İnsanlar normalden daha büyük bir kahvaltı edince gün sonunda neredeyse 100 kalori daha az tüketmiş oluyorlar. Bu nedenle kahvaltı etmek kilo idaresinde büyük fark yaratan bir strateji (spor performansından hiç etkilenmeden). 15 kilo ve daha fazlasını veren ve koruyanların yüzde 97’si artık kahvaltı ediyorlar. Neyin işe yaradığını biliyorlar…



STRATEJİ 3 - Daha Fazla Lif ve Tahıllı Besin Yemelisiniz

Doyurucu olan besinler (iştahı azaltmanıza neden olacak kadar sizi doyuranlar) ya protein açısından (et, balık, tavuk) ya da lif açısından zengindir (tam tahıllılar, sebze ve meyveler). Proteinin genelde doymuş yağ ile beraber geldiğini (yağlı peynir, et vs) ve yağlı yiyeceklerin aşırı kalorilerinin kolayca kilo aldırdığını düşünürsek, açlığımızı gidermek için lif açısından zengin besinlere yönelmek akıllıca olabilir.



Lif açısından zengin yiyecekler hacimli olma eğilimindedir; hacim tokluk sağlar. Bir güveç yemeğinin kalori içeriğini hacimli sebzeler ekleyerek (mantar, kereviz, biber) yüzde 30 azaltabilirsiniz ve insanlar farkı anlamadan daha az kalori alırlar. Lifli ve su içeriği çok besinler tüketmek daha az kalori almanıza yardımcı olur. Bu daha fazla meyve, sebze, çorba, fasulye, bakla, kepekli gevrek ve tam tahıllı gevrek anlamına gelir.



Uzm. Dyt. Dilara Koçak


Güzellik uzmanı Suna Dumankaya'nın siz bayanlar için hazırladığı kolay uygulanabilir, basit güzellik reçeteleri.


Temizleme sütü

Yüzdeki gözeneklere dolan kirleri ve makyajı temizlenin en kolay ve ucuz yolu, evde doğal malzemelerden hazırlayacağınız karışımlardır. Temizleme sütünü parmaklarınızla ve yuvarlak hareketlerle sürün.

Malzeme:
1 salatalık, 1 su bardağı süt
Uygulama: Salatalığı rendeleyip, 1 su bardağı sütte kaynatın ve süzün. Her gün, sabah ve aksam bu karışımla cildinizi silin.


Nemlendirici

Nemlendirme, çevrenin yol açtığı buharlaşma etkilerinin önlenmesine yardımcı olur. Nemlendirici cildi düzgünleştirir, dolgunlaştırır, gözenekleri kapatarak makyaj için iyi bir zemin hazırlar.


Uygulama:
Kaynamış suyun içine birer tutam lavanta, melisa, papatya ve hatmi çiçeği atin, 15-20 dakika demlendirip süzün. Saf alkol ekleyin. (Hazırlanan karışım, kapalı bir şişede buzdolabında saklayın)


Hassas ciltler için

Hazırlanışı:
Biberiye, gül suyu Uygulama: Bir çorba kasığı biberiyeyi, 300 ml. gül suyuna karıştırarak karanlık bir yerde saklayın. Bununla her aksam cildinizi temizleyin.


Kırışıklıklar için

Malzeme:
Yarim litre ılık su, 1 tatlı kasığı karbonat

Uygulama: Su ve karbonatı karıştırın. Pamukla, cildinize uygulayın.



Peeling
(Derinlemesine yüz temizliği)

Cildi ölü hücrelerden, biriken yağlardan ve siyah noktalardan arındırmak için, derin bir temizlik yapmalısınız. Bunu peeling, buhar banyosu veya maskelerle gerçekleştirebilirsiniz. İste evde yapabileceğiniz basit peeling tarifleri:

Malzeme:
1 kahve fincanı yulaf ezmesi, 2,5 çay kasığı bal, 1 tatlı kasığı elma sirkesi, yarım tatlı kasığı sıcak su

Uygulama: Malzemeleri karıştırın ve cilde uygulayın. 15 dakika bekleyin ve yumuşak, nemli bir bezle ovarak çıkarın. Bol su ile yıkayın.


Sivilceden kurtulmak için

Sivilceler her yasta birçok insana sorun yaratır. Sivilceleri yok ederek daha sağlıklı ve güzel bir cilde kavuşmanın en güzel yolu yine doğadan geçiyor. Sivilceleri yok etmek için beraber bu basit formülü hazırlayabilirsiniz.

Malzeme:
100 gram alkol, 6 adet aspirin

Uygulama: Aspirini ezin ve alkolle karıştırıp 3 gün bekletin. Bu karışımla cildinizi her gün silin.


Lekeleri yok etmek için

Malzeme:
1 çay kasığı amonyak, 1 çay kaşığı peridrol, 1 çay kaşığı saf su, 1 çay kaşığı sabun

Uygulama:
Kullanılmamış bir sabunu rendeleyin ve diğer malzemelerle karıştırın. Cildin hassaslığının ölçülmesi için önce elinizin üzerine deneyin, sonra lekelerin üzerinde bekletip, bol su ile yıkayın. Bu karışım haftada bir kez uygulanabilir. Dışarı çıkarken güneşten koruyucu ürünler kullanmaya dikkat edin.


Çillerinden kurtulmak isteyenlere

Malzeme:
Keten tohumu

Uygulama: Keten tohumunu kaynatın, suyu ile cilde masaj yaparak çillere ve lekelere maske olarak uygulayın.



Bunları da İhmal Etmeyin


Cildinizi güneşten koruyun:
Günesin zararlı etkilerinden korunmak için her gün koruyucu krem kullanmalı.


Cildinizi aşırı sıcak ve aşırı soğuktan koruyun:
Sıcak ve soğuk havalarda cilt nemini kaybeder. Özellikle kisin cilt tipiniz için uygun nemlendiricileri mutlaka uygulayın.

Sigara içmeyin:
Sigara cildin ihtiyacı olan oksijeni azaltır ve cildin yenilenmesini engeller. Cilde solgun görünüm verir.


Cildinizi derinlemesine temizleyin:

Bazı yaşı ilerlemiş bayanlar cildi kurutacağı ve kırışıklıkları artıracağı düşüncesiyle cilt temizliği yapmaktan kaçınır. Pamukla uygulayacağınız bir temizleyici kremin, birkaç dakika cildin üstünde kaldıktan sonra bol suyla yıkanması yeterli olur.


Cildinizi derin nemlendirin:
Haftada bir, maske veya nemlendiricinizi bol miktarda kullanarak, cildinizi beş on dakika nemlendirmeye bırakın.


Cildinizde kan dolaşımını hızlandırın: Uygun kremlerle cildinize masaj yaparak, ciltteki ölü derinin atılmasını sağlayabilir ve kan dolaşımını hızlandırabilirsiniz. Bu, cildinizin yenilenmesine ve pürüzsüz bir görünüm kazanmasına yardımcı olur.


Sağlıklı beslenin: Vücudunuz için uygulayacağınız sağlıklı beslenme programı, cildiniz için de yararlıdır. Bol sebze ve meyve, bol lifli tahıllar, az yağlı, az şekerli ve az tuzlu besinler tercih etmelisiniz. Ve tabii bol su şart!


Sonbaharda: Cildiniz kuruysa baharat kullanmayın. Bol bol su için, salata ve sebzeye ağırlık verin. Yüzünüzü belli aralıklarla maden suyu ile yıkayın. Duşa girmeden önce badem yağı ile masaj yapın.


Kış aylarında: E ve C vitamini içeren besinler tüketmeye özen gösterin. Ispanak, marul, semizotu gibi yeşil sebzeleri çiğ olarak tüketin. Haftada bir gün yalnızca iki, üç litre sıkma meyve suyu içerek temizlenme kürü yapın. Açık havaya çıkarken cildinize bitkisel yağlar (susam, kayısı yağı gibi) veya nemlendirici kremler sürün.

1) Kuru Ciltler İçin Maskeler :

Yulaf İçi Maskesi : 2 çorba kaşığı yulaf içi, suda veya sütde 15 dakika kaynatılır. Soğuduktan sonra mahlülle bir kaşık bal ilave edilir. Hafif sıcak vaziyette yüze sürülüp, 15 dakika bekletilir. Yüz ılık su ile yıkanır.

• Kabak Maskesi : Pişirilmiş kabaktan 2 çorba kaşığı iyice karıştırıldıktan sonra, içerisine 1 çorba kaşığı zeytin yağı veya badem yağı karıştırılır. Elde edilen karışım yüze sürülür, 20 dakika sonra ılık su ile yıkanır.

• Havuç Maskesi : 2 havuç rendelenir, yumurta akı ile çırpılır, 1 tatlı kaşığı zeytin yağı veya süt ve az miktarda nişasta karıştırılır. Sonra yüz boyun ile birlikte yağlanır. 30 dakika sonra ılık su ile yıkanır.

• Marul Maskesi : Marul yaprakları ince ince kıyılır, üzerine zeytin yağı ve birkaç damla limon suyu sıkılır (lapa haline gelmesi için). Yüze sürülür. 20 dakika sonra yavaş yavaş evvela sıcak su ile, sonra soğuk su ile yıkanır. Marul yerine, rendelenmiş turp veya patates püresi de kullanılabilir.

• Muz Maskesi : Bir adet muz iyice dövüldükten sonra, içerisine 1 tatlı kaşığı süt veya kaymak katılarak karıştırılır. Sonra yüze sürülür. 20 dakika sonra ılık su ile yıkanır.

• Elma Maskesi : Bir elma iyice rendelendikten sonra, içerisine bir çorba kaşığı zeytin yağı, süt veya kaymak karıştırılır. Yüz ve boyuna sürülür. 20 dakika kadar bekledikten sonra ılık su ile yıkanır.

• Şeftali Maskesi : OIgun bir şeftali iyice ezildikten sonra, haşlama papatya suyu ile lapa haline gelinceye kadar karıştırılır. Sonra yüze sürülür. 20 dakika bekletildikten sonra yüz, sıcak su ile yıkanır.

• Hıyar (salatalık) Maskesi : Rendelenmiş hıyara birkaç damla limon suyu damlatılır. Yüz ve boyuna sürülür. 20 dakika sonra bir mendil veya bir bezle iyice temizlenir, yüz yıkanmalıdır.


2) Yağlı Ciltler İçin Maskeler :

• Badem Maskesi : Papatya, Ihlamur çiçeği, lavanta, mürver ağacı çiçeği ve çam filiz uçlarından eşit miktarda alınıp karıştırılır. Bu karışımdan 2 çorba kaşığı alınıp 150 g. kaynar su içinde haşlanır. Bu haşlamaya (50 grama 1 çorba kaşığı badem içi gelecek şekilde) badem içi ilâve edilip, haşlamaya devam edilir. Sonra haşlanmış terkibe (1 tatlı kaşığı un ve yarım tatlı kaşığı bal ilave edilir. Sıcak vaziyette yüze sürülür. (Sıcaklık dayanılacak gibi olmalıdır.) 30 dakika bekledikten sonra, evvela sıcak sonra soğuk su ile yıkanmalıdır.

• Elma Maskesi : 12 elma rendeledikten sonra, iyice çırpılmış yumurta akı ile karıştırılır. Elde edilen karışım yüze ve boyna sürülüp 20 dakika bekledikten sonra ılık su ile yıkanır.


KOZMETİKDE KULLANILAN DİĞER BİTKİLER


• Hatmi Tentürü : 2 çorba kaşığı hatmi yaprağı veya ince kıyılmış kökü 300 g. soğuk suda 1 saat bekletilip, süzülür. Elde edilen tentür mantarlarla ve kuru cilde karşı kompres şeklinde kullanılır.

• Karahindiba Haşlaması : Bitkiden 2 çorba kaşığı 300 g. suda 10 dakika kaynatılır. Soğuduktan sonra süzülür. Elde edilen mayi ile sabah akşam yüz yıkanır. Yüzdeki küçük siyah lekeleri ve çilleri giderir.

• Nane haşlaması : 100 g. nane yarım kova kaynar suda yarım saat bırakıldıktan sonra yorgunluktan dolayı şişmiş ayaklara banyo şeklinde uygulanır.

Gül Yaprakları İle Tütsülenmek (İnhalasyon) : Hafif ateş üzerinde, su kaynatılan bir kab üzerine kevgir veya elek kapatılır. Eleğin kaidesine gül yaprakları serilir. Yüz gül yapraklarına 15-20 cm. kadar yaklaştırılır, baş bir havlu ile örtülür. Güldeki eterik yağ cildi sağlamlaştırır ve yüze canlılık ve tazelik verir.

• Yüzde Beliren Mantarlar : Tuzlu su ve kızıl ağaç veya huş ağacı yapraklarının haşlaması ile giderilir. Sati mantarlarda ise : Atkuyruğu veya büyük kuzukulağı haşlamasıyla kompres yapılır.

• Dudaklarda Meydana Gelen Uçuklarda : Meşe kabuğu veya menekşe haşlanarak kompres yapılır.

• Yüzde Çıkan Siyah Lekecikler : 2 çorba kaşığı mısır unu veya yulaf unu 1 yumurta akı ile köpükleninceye kadar çırpılır. Yüzdeki siyah lekelere sürülür. Kuruduktan sonra kuru, pamuklu bir bezle silinir. Sonra soğuk su ile yıkanır.Yüze zeytin yağı ile hafif masaj yapılması tavsiye olunur. Yüz masajdan evvel, sabun kullanmadan sıcak su ile yıkanır ve soğuk su ile durulanır. Sonra da zeytin yağı ile yüze hafif masaj yapılır ve 20 dakika bekletildikten sonra tekrar sabun kullanılmadan sıcak su ile yıkanır, soğuk su ile de durulanır. Zeytinyağı dirsek ve tırnaklar içinde yararlıdır. Zeytin yağına taze fesleğen (100 g. fesleğen 1/2 It. zeytin yağı) karıştırılır. Bir hafta bekletilerek yapılırsa çok yararlıdır.

• Yüzde beliren lekeler (siyah ve sarı lekeler) : Taze (hıyar) salatalık püresi yüze devamlı sürülerek giderilir. Cilt yumuşak ve pürüzsüz olur.



Buhar Maskesi


1 tatlı kaşığı rezene
1 tatlı kaşığı nane
Yukarıdaki malzemeleri yarım litre suda kaynatın. Karışımı ocaktan alıp buharına yüzünü tutun.

Cildinizin Toparlanması İçin

1 tatlı kaşığı soya yağı
1 tatlı kaşığı limon suyu
1 yumurta akı
Tüm malzemeleri karıştırıp vücudunuza sürün. 30 dakika bekledikten sonra duş alın.

Cildinizin Esneklik Kazanması İçin

1 çorba kaşığı pirinç
Yarım litre süt
Çorba kaşığı pirinci yarım litre sütte pişirin. Daha sonra karışımla cildinizi silin.

Karma Cilde Maske

1 tatlı kaşığı soya unu
1 çay kaşığı polen tozu
1 çay kaşığı soya yağı
Çeyrek limon
Tüm malzemeyi karıştırın. 20 dakika bekletin. Uygun nemlendirici sürün.

Karma Cilt İçin Maske

1 çorba kaşığı yulaf unu
1 çorba kaşığı yoğurt
1 çay kaşığı zeytinyağı
Tüm malzemeyi karıştırın. Dekolte bölgenize uygulayın. 20 dakika bekleyip yıkayın.

Yorgun Ciltler İçin Maske

Eşit miktarda limon suyu, havuç suyu ve susam yağını karıştırın cildinize uygulayın.

Normal Ciltler İçin Maske

1 Orta boy patates
1 tatlı kaşığı elma sirkesi
1 tatlı kaşığı badem yağı
Tüm malzemeyi karıştırın. Elde ettiğiniz malzemeyi cildinize sürün 20 dakika bekledikten sonra maden suyu ile durulayın.

Normal Ciltler İçin Maske

1 tatlı kaşığı beyaz kil
10 damla kaysı yağı
10 damla kabak çekirdeği yağı
1 çorba kaşığı gül suyu
Tüm malzemeyi karıştırın. Yüzünüze uygulayın. 30 dakika bekleyip yıkayın.

Normal Ciltler İçin Maske

Yarım domates
1 çorba kaşığı kil
3 damla limon suyu
1 çay kaşığı susam yağı
Tüm malzemeleri karıştır. Haftada 1 cilde maske yap. Hassas cilde uygulamayın.

Kuru Ciltler İçin Maske

1 adet Yumurta Sarısı
1 çay kaşığı tuzsuz tereyağı
1 tatlı kaşığı bal
1 çorba kaşığı süt
Tüm malzemeleri karıştırın. Cilde uygulayın. 20 dakika beklettikten sonra yıkayın.

Yaz ayları yaklaştıkça kilo ile ilgili kaygılar da artmaya başlıyor. Bayanlar sağlıklı kilolarına kavuşmak ve güzel görünmek için çeşitli yollar deniyorlar. Bunun en temel şartı elbette ki beslenmeyi düzene sokmak. Sağlıklı beslenme yalnızca kilonuzun normale dönmesini sağlamakla kalmaz ayrıca sizi birkaç yaş gençleştirir.

Mehmet Öz tarafından hazırlanan beslenme kurallarını yalnızca yaz ayları yaklaşırken değil tüm yıl boyunca uyguladığınızda hem kilonuzu daha kolay yönetecek hem de beslenmenizi düzene sokacaksınız.

  1. Yalnızca acıktığınızda yemek yiyin. Her zaman söylendiği gibi az ve sık yediğinizde hiçbir zaman aç kalmamış olursunuz. Yemek aralarında hafif ve sağlıklı besinler atıştırmak da öğünlerde tıka basa yemeyerek kilonuzu düzenlemenin ilk adımını atmanızı sağlar. Ayrıca akşam yemeğinizi yatmadan en az 3 saat önce yemeniz sizin için çok faydalı olacak.
  2. Tabaklarınızı değiştirin. Yemeklerinizde kullandığınız büyük boy yemek tabaklarını küçük boylarıyla değiştirin. Tabi bunun anlamı daha küçük bir tabakla iki tabak yemek yiyerek eşit miktarda yemek değildir. Unutmayın, daha küçük tabak kullanmak porsiyonu azaltmak için size yardımcı olacaktır.
  3. Mehmet Öz her gün aşağıdaki yiyeceklerden yemenizi öneriyor: a. Toplamda 9 avuç kadar meyve ve sebze b. En az 20gram fındık(bir avuç kadar) c. Özellikle sabahları yüksek oranda lif içeren tam tahıllı ekmek ya da kahvaltılık gevrek
  4. Haftada en az 3 kez balık yiyin. Omega 3 adı verilen yağ asitleri içeren balık sağlığınıza önemli katkılar sağlayacak bir besindir. Balık yiyerek hem sağlıklı hem de ince kalabileceksiniz. Doktorumuz Mehmet Öz’ün özellikle somon, sardalya, uskumru ve ton balığını öneriyor.
  5. Domates yiyin. Haftada en az 10 kaşık pişmiş domates ürünü yiyerek prostat ve diğer kanserlerin riskini azaltan antioksidan likopen elde edebilirsiniz. Bir haftada 10 kaşık ketçap(katkı maddesi içermeyen) ya da kendi hazırladığınız domates sosu sağlıklı dozu almanızı sağlayacaktır.
  6. Doktorunuz Mehmet Öz sıcak patatesten kaçınmanın yanında aşağıdaki besinlerden de kaçınmanızı öneriyor: a. Trans ve/veya doymuş yağ içeren bütün yiyecekler b. Beyaz yiyecekler; beyaz ekmek, beyaz pirinç, beyaz makarna, krema sosları. Beyaz yiyecekler yüksek oranda işlenmiş ve yağ içeren besinlerle birlikte alınmaktadır ve bunlardan kesinlikle kaçınılmalıdır. c. İçindekiler bölümünde yüksek fruktozlu mısır şurubu(high fructose corn syrup (HFCS)) içeren basit şekerler bulunan ürünler. Bunlar kan şekerinizi arttırarak yüksek kalorili yiyeceklerle beslenme arzunuzu arttırır.
  7. Yemek yemeden önce su için. Her yemekten önce 1 ya da 2 bardak su içmeniz biraz doymanızı ve böylece fazla yemek yememenizi sağlar. Bu da sağlıklı kiloya kavuşmanın kolay bir yoludur.
  8. Mehmet Öz’e göre aşağıda saydığımız besin destek ürünlerinden her gün almalısınız: a. En az 800 mikrogram folat, 400 IU D vitamini, 1,200 miligram kalsiyum ve 400 miligram magnezyum içeren vitamin ve mineraller b. Eğer balık yemiyorsanız, kalbe yararlı olan bu yağ asitlerinden 2gram içeren omega 3 besin destek ürünü.



Diyetisyen Naciye İla Deniz, elma sirkesinin insan bedenini içten ve dıştan tedavi edebilen olağanüstü doğal bir sıvı olduğunu söyledi.


Elma sirkesi ile nasıl zayıflanır?

Taşıdığı bikarbonat iyonları sayesinde sindirimi kolaylaştıran tek meyve olan elmanın, sirkesinin de genel sağlık açısından büyük önem taşıdığını söyleyen Deniz, 'Kanı temizleyen, bedeni ve zihni yorgunluklarda yatıştırıcı tesire sahip olan, idrar söktürücü özelliği bulunan, karaciğer ve damar sertliği hastalıklarıyla, hemoroid, egzama ve deri hastalıklarına iyi gelen elmanın sirkesi de, kalp kasları dahil olmak üzere tüm kas yapısının güçlenmesini sağlar' dedi.

Deniz, ılık bir bardak suya 1 tatlı kaşığı elma sirkesi ve 1 çay kaşığı bal karıştırılarak yapılan kokteylin sabahları aç karnına içilmesi halinde vücutta biriken fazla yağın atımının kolaylaşacağı tavsiyesinde bulunarak, şöyle konuştu. 'Elma sirkesi, içerdiği çok değerli ve çeşitli maddeler nedeniyle, en sağlıklı sıvılardan biridir.

Elma sirkesi bedenimizi içten ve dıştan tedavi edebilen olağanüstü bir sıvıdır. İçerdiği yüksek orandaki Potasyum sayesinde kas yapısını güçlendiren, strese karşı koyabilecek dayanıklılık kazandıran, grip, soğuk algınlığı gibi üst solunum yolları enfeksiyonlarının hafif geçilmesini sağlayan elma sirkesi, boğaz ağrısı, öksürük ve ses kısıklığına da iyi gelmektedir. Elma sirkeleriyle yapılan salatanın yüksek kolestrole karşı da iyi geldiğini açıklayan Deniz, 'Elma sirkesinin faydaları saymakla bitmez.

Ergenlik sivilceleri, dış derinin sıkılığı, gaz şişkinliği, kabızlık gibi birçok soruna yararı bilinen elma sirkesinin yüksek potasyum nedeniyle böbrek hastaları, asit değerinin yüksek olması nedeniyle de ülserliler ve gastriti olanlar tarafından tüketilmemesi gerekir' diye konuştu.

Ekmek ve karbonhidratlı gıdalara karşı olan isteğinizi,iştahınızı azaltıp,vücuttaki birikmiş yağların yakılmasını,metabolizmanızın hızlanmasını sağlayarak zahmetsizce ve sağlıklı bir şekilde kilo vermenizi sağlayacaktır!


* Karbonhidrat bloke edici

FX Plus karbonhidrat sindiriminin engellenmesine,dolayısı ile karbonhidrat tüketimine bağlı kilo problemlerinin giderilmesine yardımcı olur.

* İştah kontrol edici

Daha az gıda tüketimi ile tokluk hissine ulaşmanıza,tükettiğiniz gıda ile daha uzun süre kendinizi tok hissetmenize yardımcı olur.

* Yağ yakıcı

Vücuttaki birikmiş yağların yakılmasına,vücuttaki yağ oranının azalmasına yardımcı olur.

* Metabolizma hızlandırıcı

Eğer hızlı kio alıyor fakat verirken zorlanıyorsanız veya kilo verirken belirli bir kiloya kadar hızlıca inip devamını getiremiyorsanız,sorununuz yavaş metabolizma olabilir. FX Plus metabolizma hızını arttırır. Artan metabolizma hızı ile vücudunuzun sabit enerji tüketimi ve yağ yakma kapasitesi artar. Kilo vermenize yardımcı olur.

* Enerji arttırıcı

Halsizlik hissinizi giderir ayrıca size spor yaparken ihtiyaç duyabileceğiniz gerekli enerjiyi sağlar.



FX Plus İçeriği


Guarana
Kafein deposudur. Kafeinin insanlar üzerindeki termojenik tetikleyici etkisi yaygın olarak bilinmektedir.Zayıflamaya yardımcı diğer bir etkisi de iştahı azaltmasıdır.Ayrıca vücuttaki yağ oranını azaltmada etkilidir.Zihinsel gücü ve algılama-odaklanma performansını arttrıcı özelliklere sahiptir.

Garcinia Cambogia

Yapılan klinik testlerde Garcinia Cambogia kullanımı ile kısa sürede %5,4 kilo kaybı ve vücut kütle endeksinde %5,2 azalma görülmüstür.İçeriğindeki Hidroksi Sitrik Asit ile iştahı azaltmaya yardımcı olur. Bunun yanısıra yağ oksidasyonunu arttırır, kandaki lipid seviyesini geliştirir, kilo vermeye yardımcı olur.

Greyfurt
Yapılan klinik çalışmalarda insulin rezistansını geliştirdiği görülmüş ve zayıflama sürecindeki kişilerin dietlerine ilave edilmesi tavsiye edilmiştir.24 Yemek sonrası ani insulin artışları azaltıldığında, vücudun gıdaları daha etkili biçimde kullanmasına ve daha az miktarda yağın vücutta stoklanmasına yardımcı olmaktadır.

Yeşil Çay

Katechin türevleri ve yüksek seviyede polifenolik bileşenler içerir.İçeriğindeki katechinler termojenik etkiye ve yağ oksidasyonuna yol açar.Yeşil çayın vücudun sabit enerji harcama düzeyini arttırdığı ve yağ oksidasyonunu sağladığı klinik testlerde tespit edilmistir.Yeşil Çay ayrıca içeriğindeki kafein ile termojenik etkiyi sağlamaktadır. Yeşil çay, vücuttaki fazla kiloyu ve vücut yağlarını azaltıcı etkiye sahiptir.En önemli özelliklerinden birisi de verilen kiloların geri alınmasını engellemesidir.

Nilüfer Çiçeği

İçeriginde alkoloid, saponin, fenolikler bulunmaktadır. Yüksek seviyede antioksidan etkisi vardır.

Cassia Angustofolia Ekstresi

Yüksek etkiye sahiptir ve iyi tolere edilir. Kabızlık ve yavaş bağırsak transit sürelerine bağlı sorunlarda kullanımı tavsiye edilmiştir.

Phaseolus Vulgaris

Karbonhidrat sindiriminin engellenmesine, dolayısı ile karbonhidrat ağırlıklı besin tüketenlerde kilo kaybına yardımcı olmaktadır. Phaseolus vulgaris ekstresi ile dietlerine müdahale edilen deneklerde kısa sürede ciddi kilo kaybı ve bel genişliği ölçüsünde azalma görülmüştür.


DETAYLI BİLGİ VE SİPARİŞ İÇİN TIKLAYIN


Önemli not: Ürünü kullanmadan önce mutlaka dotorunuza danışınız.


Havaların yavaş yavaş ısınmaya başladığı şu günlerde özellikle bayanların aklına takılan en çetrefilli soru, ‘Acaba ne yapsam da zayıflasam?’ oluyor.


Uzmanlara göre kadınların aklına takılan bu sorunun cevabı çok basit: Bitki çayları. Yeşil çay, biberiye, kekik, mate ve funda yaprağı karışımıyla ayda ortalama beş kilo verebilirsiniz.


Baharın ilk günlerindeyiz. Yaza daha üç ay var. Bir başka deyişle kışın aldığınız kilolardan kurtulmanız için üç ay süreniz var. Bu süre yaza sağlıklı ve ‘fit' girmek için yeter de artar bile. Peki ama nasıl yapmalı, hangi diyetisyene gitmeli, hangi diyetleri günü gününe takip etmeliyiz? Telaşlanmayın! Size bir diyet programı önerecek değiliz. Hemen her aktarda bulabileceğiniz beşi bir yerde formülü ile üç ayda 20 kilo vermeniz mümkün! Nasıl mı? Şöyle: Mate yaprağı, kekik, funda yaprağı, biberiye ve yeşil çaydan oluşan karışımı, günde üç fincan içmeniz yeterli. Biz söylemiyoruz, uzmanlar öyle diyor!

Sağlıklı beslenme ve yaşam uzmanı Dr. Ender Saraç, doğal yollardan kilo vermenin insan sağlığı için büyük önem taşıdığını söylüyor. 'Bitki yaprakları, dengeli bir şekilde kullanıldığında vücuttaki yağları yakmaya ve kolesterolü dengelemeye yardımcı oluyor' diyen Saraç, bitki çayı diyetiyle ayda beş kilo vermenin mümkün olduğunu vurguluyor. Sağlıklı yaşam uzmanı, bitki karışımlarından elde edilen zayıflama çayının günlük iki veya üç bardaktan fazla içilmemesi gerektiğini ifade ediyor. Saraç, "Diyet çayları hazırlanırken bitkiler kaynatılıyor. Bu yanlış bir uygulama. Doğru ve etkili bir bitki çayı hazırlamak isteyenler, suyu kaynattıktan sonra yaprakların demlenmesini beklesin." şeklinde konuşuyor.

Beslenme Uzmanı ve Diyetisyen Taylan Kümeli ise yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte sağlıklı bir bedene sahip olmak isteyenlerin bitki çaylarına yöneldiğini belirtiyor. Toksinlerin doğal yöntemler sayesinde kolayca atılabileceğine dikkat çeken Kümeli, bitki çaylarının içerisine tatlanması için şeker karıştırılmasının yanlışlığına dikkat çekiyor. Bu karışımların bazı hastalarda alerjiye yol açabileceğini hatırlatan Kümeli, 'Çabuk zayıflamak için aşırıya kaçmayın.' uyarısını yapıyor.

Mısır Çarşısı'nda şifalı bitkiler satan Sait Develi, yağ sökücü, tok tutucu ve sindirimi kolaylaştırıcı bitki yapraklarından hazırlanan 'beşi bir yerde' karışımının son derece etkili olduğu, müşterilerden olumlu tepkiler aldıkları bilgisini veriyor. Mate, yeşil çay, funda, biberiye ve kekik yapraklarının sıcak suda demlenmesiyle oluşan karışım, vüvutta biriken toksin ve ödemi atarak ayda yaklaşık beş kilo vermenizi sağlıyor.
Her şifalı ot zayıflatır mı?


Ünlülerin diyetisyeni Selahattin Dönmez: 2006 yılı American Journal of Clinical Nutrition dergisi mart sayısında yayınlanan bir makalede bitki çaylarının zayıflama üzerindeki olumlu sonuçlarına yer verilmişti. Ben, bir diyetisyen olarak kilo problemi yaşayan hastalara bitki çaylarını öneriyorum. Peki, nedir bu bitki çayları? Her şifalı ot, zayıflamaya yardımcı olur mu? Tabii ki bu mümkün değil. Doğal ortamda yetişen kekik, yeşil çay, biberiye, mate ve funda yaprağının ortak bir özelliği var. O da şu: Bu bitki yaprakları kış aylarında insan vücudunda biriken toksinlerin atılmasına yardımcı oluyor. Ama bu diyetin yanında gün içerisinde alınan besinlere çok dikkat etmek gerekir. Eğer sıkı bir gıda diyetinin yanında günlük iki ya da üç bardak taze demlenmiş bitki çayları da kullanılırsa kilo vermeye yardımcı olur. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ise bu bitkilerin bir uzman kontrolünde alınmasıdır.

Diyetisyen Oya Yüksek: Bu bitkiler, insan metabolizmasını hızlandırarak vücutta oluşan ödemi atmaya yardımcı oluyor. Özellikle yeşil çay, bunlar arasında en etkili olanı. Bitki yapraklarından oluşan bu karışımın doğal olması ve kimyasal madde içermemesi sebebiyle pek çok kişi tarafından kullanılıyor. Burada önemli olan ise ‘doğal' diyerek aşırıya kaçmamaktır.
Beşi bir yerde nasıl hazırlanıyor?


Bir litre kaynamış suya birer çay kaşığı mate, yeşil çay, funda, biberiye ve kekik yaprağı atılır. On dakika demlenmesi bekelenir ve süzülerek içilir.

ENDER SARAÇ: Doğal yollardan kilo vermek, insan sağlığı için büyük önem taşıyor. Bitki çayı diyetiyle ayda beş kilo vermek mümkün. Ancak günde iki ya da üç bardaktan fazla içilmemeli.

TAYLAN KÜMELİ: Son zamanlarda zayıflamak isteyenler bitki çaylarına baş vuruyor. Kış aylarında vücutta biriken toksinler kolayca atılabiliyor. Ancak bu karışımları içerken dikkat edilmeli, aşırıya kaçmamak lazım.

SELAHATTİN DÖNMEZ: Her şifalı ot, zayıflamaya yardımcı olur mu? Sıkı bir gıda diyetinin yanında günlük iki ya da üç bardak taze demlenmeş bitki çayları da kullanılırsa kilo vermeye yardımcı olur.
Hangi bitki, ne işe yarıyor?


Mate yaprağı: Tüm dünyada obezite tedavisinde kullanılan mate çayı, yağ emilimini engelleyerek vücuttan su atımını kolaylaştırıyor. Her yaşta insanın rahatça kullanabileceği bitki, iştahı kapatarak zayıflamaya yardımcı oluyor.

Yeşil çay: Son yıllarda kullanımı bir hayli artan yeşil çay, vücutta biriken toksinleri atarak sindirimi kolaylaştırıyor.

Funda yaprağı: İyi bir böbrek çalıştırıcı ve idrar sökücü olan yaprak, bu özelliğiyle zayıflamaya yardımcı oluyor.

Biberiye: Yağ eritici ve hazım kolaylaştırıcı bu bitki, vücutta biriken toksinleri atarak ideal bir kiloya kavuşmanızı sağlıyor.

Kekik: Halk arasında yaygın olarak kullanılan kekik, sindirimi kolaylaştırarak vücuttaki fazla suyu atarak kilo vermenizi sağlıyor.


At kuyruğu
bitkisi idrar sökücü özelliğiyle biliniyor. Yağ dokularını eritmeye yardım eden bitki yaraların iyileşmesine de yardımcı oluyor. Fakat tüm idrar söktürücü bitkilerde olduğu gibi fazla dozda kullanılırsa böbreklere zarar verebilir.

Maydanoz, metabolizmayı hızlandırarak bağ dokusunu güçlendiriyor. Maydanoz yemek ve çayını içmek, ödemlere ve vücudun su toplamasına karşı çok etkili bir yöntem olarak biliniyor.

Adaçayı zayıflamak isteyenler tarafından iştah kesici olarak kullanılıyor. Çay ve yemeklerde baharat olarak da kullanılabiliyor.

Fesleğen vücutta biriken fazla suyu atmaya yardımcı oluyor. Üstelik, içindeki eter yağların moral yükseltici etkisi bulunuyor

Kekik, sindirim sorunlarını tedavi edici etkiye sahip ve metabolizmayı hızlandırıyor. Bağışıklık sistemini güçlendirmenin yanı sıra yorgunluktan şikayet edenlere zindelik veriyor.

Civanperçemi, tatlıya karşı iştahı keser, tokluk hissi verir. Tazelik veren lezzeti, ağır yemeklerin tadını hafifletir.

Biberiye, sindirimi düzenler. İyi bir canlandırıcıdır, kan dolaşımını hızlandırır, cildi sıkılaştırır. Et yemeklerinde kullanılabilir.

Tere, vücuttaki yağ yakımını hızlandırıyor. İnce yaprakları pişince acılaştığı için çiğ yemek gerekir. Ayrıca içinde birçok vitamin barındırır

Sinameki, kalın bağırsakta suyun emilmesini önleyerek müshil görevi yapar. Uzun süreli kullanımlarda bağırsaklarda yan etkilere yol açacağından idrar söktürücü özelliği bulunan rezene ve nane gibi bitkilerle desteklenmesi gerekiyor.

Balık otu, bünyenin kimyasını hızlandırarak zayıflamaya destek olur. İçindeki maddeler tırnakları güçlendirerek saçlara parlaklık verir. Salata ve meyveli içecekler içinde kullanılabilir.

Bitkilerin Toplanma Kuralları

Şifalı bitkileri doğadan kendisi toplamak isteyen kişinin en azından, temel botanik bilgilerine sahip olması gerekir. Bu bilgilere sahip olup olmadığını kişinin kendisi de saptayabilir. Bunun için kendine şu soruları sormalıdır:

  • Aradığım bitkiyi doğada, hiçbir soru işaretine yer bırakmayacak kesinlikle bulabilir miyim?
  • Bazı bitkilerin zehirli ikizleri olduğunu biliyor muyum?
  • Zehirli oldukları için ölüm tehlikesine yol açabilecek bitkilerle kendimi tedavi etmeye kalkışmamam gerektiğini biliyor muyum?
  • Hangi ortamlardan bitki toplayabileceğime, hangi çayırların, tarlaların, orman kıyılarının çevre kirliliğinden etkilenip etkilenmediğine karar verebilir miyim?
  • Etkin maddelerin en yoğun olduğu zamanda toplayarak, bitkilerin şifalı gücünden en fazla yararı sağlayabilmek için, onları hangi mevsimde, ve günün hangi saatlerinde toplamam gerektiğini biliyor muyum?
  • Çay hazırlayabilmek için bitkinin hangi organının drog hazırlamaya elverişli olduğunu (çiçek, meyve, tohum, kök, kabuk veya bitkinin tümü) biliyor muyum?
Şifalı bitkileri toplama sırasında genel olarak özen gösterilmesi gereken konuların başında, doğayı koruma kavramı yer almalıdır. Bitkileri planlı bir biçimde toplayınız. Rastladığınız bir bitki kümesinin tümünü toplamayınız ki, bir sonraki mevsimde orada aynı bitkileri yine bulabilesiniz. Çiçeklerini, yapraklarını veya meyvelerini topladığınız ağaçları veya çalı türü bodur bitkileri hırpalamayınız, dallarını kırmayınız. Çayırlara, çimenliklere, çiğneyip ezmeden dikkatle giriniz. İhtiyacınızdan fazla bitkiyi toplamamaya özen gösteriniz. Drog olarak köklerinden yararlanılan bitkilerin soylarının tükenmesine olumsuz katkıda bulunabileceğinizi hiçbir zaman unutmayınız.
Şifalı bitkileri kendisi toplamak isteyen kişi, bilgisizlik veya yanlışlıkla zehirli bitki kullanarak büyük bir sorumluluk altına girebileceğinin bilincinde olmalıdır. Bitki toplamaya yardım eden çocukların sürekli kontrol altında tutulmaları gerekir. Kesin olarak teşhis edemediğiniz bitkileri toplamayınız. Onları, eğer rastlayabilirseniz, güvenebileceğiniz bir şifalı bitki satıcısından, belki de kullanıma çok daha elverişli durumda satın alabilirsiniz!
Şifalı bitkileri toplayabilmek için, onları tanımak gerekir. Eğer onları tanıyorsanız, dikkat etmeniz gereken konular, doğru zamanda, uygun yerde ve gerektiği biçimde toplamaya özen göstermektir. Kazanılmış deneyimlere göre, en başarılı tedavileri, yeni toplanmış taze bitkiler sağlar. Taze bitkiler Şubat sonundan başlayarak Kasım sonuna kadar toplanabilir. Kış için kurutulmuş bitkilerden, pek büyük olmayan bir stok hazırlamak yeterlidir. Bunun için onları en etkili oldukları zamanda toplamaya özen göstermelisiniz.

  • Çiçeklerde en etkili zaman, çiçeklenme başlangıcında
  • Yapraklarda en etkili zaman, çiçeklenmeden önce ve çiçeklenme zamanında
  • Köklerde en etkili zaman, ilkbahar başlangıcında ve sonbaharda
  • Meyvelerde en etkili zaman, olgunluk zamanıdır.
Elbette, şu özelliklere de özenle dikkat etmek gerekir: Yalnızca sağlıklı, temiz ve haşaratsız (larvasız, kurtsuz ve böceksiz) bitkiler toplanmalıdır. Güneşli günlerde bitkiler sabah erken saatte toplanmalıdır.


Kaynak:www.bitkisel-tedavi.com

ADA ÇAYI

Bir metre boyunda, mavi çiçekli, boz yapraklı, hoş kokulu bir bitkidir. Güneşli yamaçları ve bahçeleri sever. Haziran, Temmuz aylarında çiçek açtığı zaman toplanır ve kurutulur.

NEYE YARAR :
Çiçekleri kaynatılarak elde edilen su, mide ağrılarında, bağırsak bozukluklarında ve kusmalarda içilirse iyi gelir.

NASIL HAZIRLANIR :
ADAÇAYI suyu ile yapılan ılık gargaralar boğazda, diş etlerinde ve bademciklerdeki iltihapları kısa zamanda iyi eder. Özellikle veremlilerde fazla ter dökmelerine karşı, adaçayı kaynatılıp suyu içilirse yarar sağlar.

Ada Çayı ile Reçeteler

80 - 90 Gram Adaçayı 1 litre suda kaynatılır. Bu tür Adaçayı soğuk algınlığına, hazımsızlığa, mide bozukluklarına iyi gelir. Adaçayı suyu ile boğaz ağrılarında gargara yapılır. Kaşıntı, ekzema ve çeşitli cilt hastalıklarında Adaçayı ile yapılan banyolar yarar sağlar.
Adaçayı gargarası balgamın sökülmesine de yardımcıdır. Ayrıca, çiçeklerinin kaynatılması ile elde edilen su ile , çocuklar banyo edilir. Ayda 3 - 4 defa yapılabilecek olan bu banyo çocukların gelişmelerine yardımcı olur.

Adaçayı, melekotu. Anason ve sığırkuyruğu ile karıştırılarak çay gibi pişirilip, nefes darlığına karşı kullanılır. Bitkilerin toplamı 20 - 22 gram olmalı, 1 litre suda kaynatılmalıdır. Günde üç kahve fincanı içilebilir.

Adaçayı, beşparmak otu ve kekik ile karıştırılarak çay gibi pişirilip Boğmaca’ya karşı kullanılır. Üç saatte bir yarım kahve fincanı içilebilir.


Adam Otu

Güney Anadolu’da özellikle Antalya ve Silifke dolaylarında yetişir. Uzun ömürlü, şalgam yapılı insana benzeyen, eğri bir bitkidir.
Şeytan Şalgamı, Hacılarotu, Kankurutan gibi isimlerle de tanınan adamotu çok iyi tanınmadan asla kullanılmamalıdır.

NEYE YARAR
Bitkinin kökleri kaynatılarak elde edilen su vücudun ağrılı, sızılı kısımlarına sürülür.

Bir adı da Adem Kökü olan, bitki kökünün suyunun, özellikle, Romatizmal ağrılara iyi geldiği kabul edilir. Halk arasında, yarar sağlamak için bitki köklerinden, ağrıyan organa en çok benzeyeninin kullanılması gerektiği söylenir.


Ardıç Bitkisi

Yaprakları ince, uzun, hoş kokulu ve hiç solmayan bir ağaçtır. Yuvarlak, siyah meyveleri, kasım, aralık aylarında toplanıp gölgeli bir yerde ara sıra altüste edilerek kurutulmalıdır. Kum dökmede meyveleri kaynatılıp içilmelidir.

NEYE YARAR :
ARDIÇ’IN tohum ve yaprakları kaynatılıp suyu vücuda sürülürse romatizma ve soğuk algınlığına iyi gelir.

  • ARDIÇ terlemeye yardımcı olur. Bu özelliği ile soğuk algınlığında, romatizmal ağrılara, iyi gelir,
  • ARDIÇ kansızlığa karşı yararlanılan bitkilerin ön planında yer alır.
  • ARDIÇ idrar söktürür. Böylece vücuttaki, çeşitli su toplamalarına karşı da etkilidir.
  • ARDIÇ nefes kokularını giderir.
  • ARDIÇ zafiyete karşı büyük yararlar sağlar.
  • ARDIÇ tohumlarından beğenilen içkiler yapılır.


Biberiye Rosmarinus Officinalis


Biberiye birçok çeşitli durumlarda kullanılabilir :


Evde kullanımı : Taze dallı biberiyeyi bir odanın serin bir yerde saklayın. 2 bardak suda bir avuç dolusu biberiyeyi 10 dakika kaynatın. Banyo ve mutfak temizleyicisi olarak mikrop öldürücü bir solüsyondur.



Dekoratif olarak kullanımı : Biberiye dallarının güzel kokulu bir gövdesi vardır. Halkalar halinde örülüp çelenk olarak süslenir.



Yemeklik olarak kullanımı : Çiçeklerini, kristalize etmek ve süslemek için salataya karıştırılabilirsiniz. Meyve püresine 450 gr şekeri krema ile karıştırıp biberiyeyi ekleyin. Yaprakları idareli bir şekilde katılarak ekmeği de içeren ve fasulye ya da kek olarak da geniş bir yiyecek alanında kullanılabilir. Biberiyeyi pişmiş patateslere lezzet vermek ve yağını da sebzelere tat vermek için kullanın.



İlaç olarak kullanımı : Kan dolaşımını hareketlendirir, ağrıları dindirir ve tatbiki olarak kan yapar. Yağın sindirimine yardımcı olur. Eklem ve romatizma ağrılarına iyi gelir. Gargara yapılarak kullanıldığında mikropları öldürücüdür.



SERİN HAVALARDA


Yorgunluk, depresyon ve güçsüzlük için idealdir. Serin havalarda, kan dolaşımını güçlendirir, sindirimi hareketlendirir, üşütme, nezle, soğuk algınlığı belirtileri ve romatizmaya karşın iyi bir tedavi edicidir. Buz torbası ya da ılık havlulara nazaran, baş ağrıları için çok daha fazla yararlıdır. Mahsul, yıl boyunca taze kalır. tentür ya da demlenerek alınır.



BİBERİYE YAPRAĞI



Biberiye, eklem ağrısı, kas ağrısı, iştah kaybı gibi küçük sindirim problemleri, hafif bulantı ve mide gazı tedavilerinde kullanılır. Biberiye yaprakları, çeşitli maddeler içerir. Bakteri öldürücüdür, sindirimi kolaylaştırır ve bağırsak bölgesini rahatlatır. Dahilen tentür ya da çay gibi, içecek olarak alınır. Biberiye yaprakları, sıkılarak uygulanabilir veya sıcak su içine bırakılarak ıslatılabilir ve yapraklar bükülerek de kullanılabilir.



BİBERİYE YAĞI



Biberiye yağı cilde uygulandığında, cilt yüzeyindeki kan akışını arttırır.



Dozaj kullanımı tavsiyesi



Çay

Sindirim problemleri için, bir çay kaşığı kurutulmuş biberiye yaprağı 1 fincan suda 10 dakika kaynatılıp demlenir. Yemeklerden önce bir fincan; günde 3 fincan kadar içilir.



Yağ/Krem

Eklem ya da kas ağrıları için zaruri olarak yağından az bir damla sürülür veya standardize olarak içeriğindeki kreminin yüzde 6 – 10’ u kadar rahatsız olan bölgeye günde 4 kez ovalayarak sürülür.



Sıvı haldeki özü

Günde 3 kez yemeklerden önce yarım çay kaşığı ya da paketinin üzerindeki talimata uygun olarak alınır.



Tentürler

Günde 3 defa yemeklerden önce bir çay kaşığı kadar alınır ya da paketinin üzerindeki talimata uygun olarak kullanılır.



Tenkit ve uyarılar : Biberiye yağını dahilen KULLANMAYINIZ. Biberiye yaprakları çocuklarda ishale neden olabilir. Orta dereceli şeker hastaları biberiye yağı haricindekileri korkusuzca kullanabilir; yağı ciltte kaşıntı yapabilir.



REZENE


Rezene (Foeniculum vulgare), Apiaceae (Maydanozgiller) familyasından iki metreye kadar boylanan iki yıllık kokulu otsu bitki.
Anavatanı Akdeniz ve Yakın Doğudur.



Yaprakları saplı ve tüysüzdür. Bitkinin gövdeleri dik, içleri boş silindir şeklinde ve tüysüzdür. Çiçekler uzun saplı ve bileşik şemsiye durumundadırlar. Meyveleri silindir şeklinde tüysüz ve yeşilimsi esmer renktedir. Tohumları protein ve yağ bakımından zengin bir besi dokuya sahiptir. Daha çok kayalık ve kurak yerlerde yetişir



Etkileri: Gaz söktürücü, kramp çözücü,uyarıcı, anne sütünü arttırıcı, balgam söktürücü,sindirim problemleri, mide krampları.



Kullanım alanları: Rezene, öksürükte balgam söktürücü, özellikle bebekleri ve küçük çocukları yatıştırıcı ve mide şişkinliklerini giderici olarak geliştirilmiş pek çok ilaçta etken madde olarak kullanılır. Kullanımı kolay olduğu için, sindirim sorunu olan bebeklere ve küçük çocuklara rahatlıkla verilebilir.Rezene, sindirim sistemi kramplarını çözücü etkiye de sahiptir. Anne sütünü arttırır. Bebek mamalarına rezene çayı karıştırıldığında, gaz sancıları yaşanmaz. Sindirim sorunlarından kaynaklanan baş ağrılarını da dindirir. Kısaca ve genellikle, sindirim problemleri, şişkinlik, iştahsızlık, balgamlanma, adet görme zorlukları, göz kapağı iltihabı ve sinirlilik hallerine karşı başarıyla kullanılabilir.



Bitki çayının özellikle öksürüğe ve akciğer hastalıklarına, boğmaca ve astım kramplarına karşı kullanılmasında büyük yarar vardır. Migrene karşı da denenmelidir. Bazı migren türlerinin kaynağı mide rahatsızlıkları olabilir.Rezene mideyi rahatlattığına göre, migren ağrısını da azaltabilir veya geçirebilir. Yorgun,iltihaplı veya iyi göremeyen gözler rezene çayı ile günde 2-3kere yıkanabilir veya bitki buğusuna tutulabilir.



Kullanım biçimleri: Rezene çayı: 1-2 tatlı kaşığı rezene tohumu havanda hafifçe ezilir, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür.



İştah açıcı olarak yemeklerden yarım saat önce, sindirimi uyarmak veşişkinliği gidermek için yemekten sonra,tatlandırılmadan içilir.

Öksürük ve akciğer hastalıklarına karşı, günde 3-4bardak taze demlenmiş sıcak çay biraz balla tatlandırılarak yudumlanır. Şeker hastaları tatlandırmaz.

Göz banyoları için de bu çay kullanılır.



Karışım:Rezene-anason-frenk kimyonu eşit oranda karıştırıldığında, hem daha etkili, hem de daha lezzetli bir çay hazırlanabilir. Demleme biçimi aynı rezene çayı gibidir.



Buğu tedavisi: 1-2 yemek kaşığı dolusu rezene tohumu havanda hafifçe ezilir, yarım veya bir litre kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, büyük bir havluyla kafa örtülür ve gözler 5-10dakika boyunca etkilenmeye bırakılır. Rezene banyo kabına çok yaklaşılmamalı, buhar banyosundan sonra hemen serin havaya çıkılmamalıdır. Bu banyo suyu ısıtılarak iki kere daha kullanılabilir.



Tentür kullanımı:Foeniculum Ø, D1 veya D2 seyreltileri, iştahsızlık,şişkinlik, öksürük astım ve anne sütünü arttırma gibi durumlarda etkilidir. Günde pek çok kere, 10-15 damla, yarım yemek kaşığı ılık suya eklenerek alınır.

Göz tedavisinde, de kullanılabilir. Yarım bardak ılık suya 40-50damla tentür eklenir, göz banyosu veya kompres biçiminde kullanılır.



Eterli uçucu yağ: Kesme şekere 2-3 damla emdirilerek veya yarım bardak ılık suya 8-10 damla damlatılarak, ses kısıklığına ve boğaz ağrısına karşı gargara biçiminde kullanılır. Gargaradan sonra tükürülür.



Uyarı: Çok ender olarak deri alerjileri görülebilir. Bilinen başkaca bir yan etkisi yoktur.


Hindiba Cichorium Endiva


Bitki özellikleri: Her tür toprakta yetişebilir. Bahçe çimlerinin arasında bile görülebilir. Uzun yapraklar rozet biçiminde, hemen toprağın üstünde toplanmıştır, kenarları derin loplu ve dişlidir. İçi boş olan uzun sapın ucunda sarı bir çiçeği vardır. Çiçek solduğunda, yerine oluşan tohum başağı, beyaz ve yuvarlak bir tüy topunu andırır. Mart-mayıs aylarında çiçeklenir. Sap ve yaprakların hafif acımsı bir tadı vardır.

Kullanım alanları ve biçimleri: Hindiba, genel anlamda böbreklerin ve karaciğerin çalışma kapasitesini fevkalade yükseltir.



Katılgandokuyu(bağdoku) çok olumlu etkileyerek, yeterli oranda kanın tüm hücrelere ulaşmasına yardımcı olur. İçerdiği etkin maddelerin birlikte oluşturduğu etki sayesinde, güçsüz kişilerin güçlenmesini sağlar. Romatizma ve gut hastaları, ilkbahar ve sonbaharda mutlaka 2-4 haftalık bir hindiba kürü yapmalıdırlar. Şikayetleri kesinlikle azalacaktır. Ayrıca, şeker hastaları için de bazı rahatlıklar sağlayabilir. Hindiba ayrıca, safrakesesi taşlarının oluşumunu ve irileşmesini önler. Oluşmuş olan taşları eritemez, ama ağrıları ve öteki rahatsızlıkları azaltabilir. Safra azlığı, mide ve bağırsaklarda oluşan şişkinlik ve sindirim bozukluklarında çok başarılıdır. Hindiba değişik biçimlerde kullanılabilir.



Hindiba salatası: Bitki ayıklanıp yıkandıktan sonra, bir süre de sirkeli suda bekletilerek iyice temizlenmelidir. Bütün veya kıyılmış yapraklar, üstüne zeytinyağı ve limon eklenerek, yemeklerden önce yenir. Hafif acımsı bir tadı vardır, ama kesinlikle rahatsız edici değildir.



Hindiba özsuyu: Taze bitki iyice yıkandıktan sonra, henüz ıslakken mutfak robotuna atılarak suyu sıkılır. Yemeklerden önce 1-3 kahve fincanı dolusu içilebilir. Özsu uzun süre saklanamaz.



Hindiba çayı: Kök ve yaprak karışımı ince kıyılmış olarak, 1-2 tatlı kaşığı dolusu 1 bardak suya eklenir, hafif ısıda kaynama derecesine geldikten sonra, 1 dakika kadar kaynatılır ve ocaktan çekilir. 8-10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak çay, tatlandırılmadan, yemeklerden önce içilir.



Yan etkiler: Bilinen hiçbir yan etkisi yoktur.



Sağlığınıza gerçekten değer veriyorsanız, özellikle, önemli sonuçlara yol açabilecek hastalıklarda doktora görünmeyi ihmal etmeyiniz! Basit bir rahatsızlık sandığınız belirtiler, yaşamsal önemde bir hastalığın ön belirtileri olabilir! Hastalıkların teşhisi ve tedavisi yalnızca uzman tıp doktorlarınca gerçekleştirilebilir! Lütfen bu konuyu göz ardı etmeyiniz!

Bu sitedeki bilgiler paylaşım amaçlıdır. buradaki bilgilerle kendi kendinizi tedavi etmeye kalkışmayın her türlü tedavi ve uygulamaları uzman doktorunuz eşliğinde uygulayınız. Aksi taktirde sitemiz oluşabilecek zararlardan sorumluluk kabul etmemektedir!