Beyni daha zinde ve verimli kılmak için bunları mutlaka yapmalısınız...


Cerrahı Doç. Dr. Cahide Topsakal, beyni daha zinde ve verimli kılmak için neler yapılması gerektiğini şöyle açıklıyor:



1- Toplantı ve önemli işlerinizi sabah yapın. Beyin, saat 10.00'a kadar çok daha verimli çalışıyor


2- Öğlen yemekten sonra konsantrasyon düşer. 10 dakikalık öğlen uykusu, beynin tekrar çalışmasını sağlar


3- Beyin akşam saatlerinde tekrar çalışmaya başlar. Sakin bir müzikle, beynin stresini alabilirsiniz



İnsanın zekasını, beyni mi belirliyor?

İnsan zekasını yüzde 50 genetik özellikler, yüzde 50 çevresel faktörler belirler. Çevresel faktörler genetikten daha önemlidir. Çok zeki doğup, zekası ileride de aynı seviyede kalan çok insan var. Ama sıradan bir ailenin çocuğu olarak doğup, birer dehaya dönüşen örnekler de var. Bu; eğitimle alakalı. Beynin gelişim ve eğitiminin yüzde 90'ı, altı yaşa kadarki süreçte tamamlanır. Beynin anatomik gelişimi ise 20'li yaşlara kadar sürer. Öğrenme kapasitesi ilk altı yılda çok daha ön plandadır. Çocuğa ne verilecekse, bu dönemde verilmelidir. Anaokulu eğitimi önemlidir.

ÇOK OKUYAN GEÇ BUNAR

Beyni geliştirmek için neler yapılabilir?

Yapbozlar, çocukların beyin gelişimi için yararlıdır. İleri yaşlarda da bulmaca çözmek, bol rakamlı şifreleri ve sayıları akılda tutmak ya da ezberlemek faydalıdır . Telefon numarası ezberlemekte de fayda vardır. Basit matematik hesaplarını kafadan çözmek de önemlidir. Bunları yapamayanların, bol bol kitap okumaları gerekir. Okuyan beyin, geç bunar. Bu egzersizler, beyinde kısa yollar oluşturur. Kısa yollar yaratmak, pratik yaşam için önemlidir. Mesela öğrenciler bir sorunun yanıtını kolay hatırlamak için cevap maddelerinin satır başlıklarına harf koyar ve ondan kelime üretir. Böyle kelimeler türetmek de, yapılması gereken bir egzersizdir. Diyelim ki; aracımı otoparkta yeşil alanda bulunan C6'ya koydum. 'Yeşil Bursa'nın Ceyhan 6'sı' diye bir kelime türetirsem, orayı unutmam zorlaşır.

Beyin hangi saatte ne şekilde çalışmaktadır?

Depresyondaki beyin, gece yarısından sonra sağlıksız düşünür. İyi uyumuş ve yeterli beslenmiş bir bedenin beyni ise gerekli beyin egzersizlerini de yapmışsa; en iyi sabah saatlerinde çalışır. 07.00-10.00 arası, öğrenmeye en yatkın saatlerdir. Yemekten sonra konsantrasyon düşer ve uyku bastırır. Siesta döneminde beyin az çalışır ve hiç randıman alınmaz. Şekerlemeler, beyne iyi gelir. 10 dakikalık bir şekerleme bazen altı saatlik uykuya bedeldir. Beyin, akşam saatlerinde tekrar açılır. Ancak midenin aç olmaması gerekir. Beyin şekerle beslenir. Kan şekeri düşerse, beyin çalışmaz. Sık ama az yemek, kan şekerini sabit tutmak için önemlidir.


GÜNDE ALTI ÖĞÜN YİYİN!

Kan şekerini sabit ve yüksek tutmak, beynin tam kapasiteli çalışmasını sağlar. Beyin, hızlı şokları sevmez. Günde altı kez beslenmek ise en sevdiği şeydir. Zihin akşam saatlerinde açılır. Bunda çay ve kahvenin de rolü var. Gün içinde beden yorgun düştüğü için beyin de bir süre çalışmayı reddeder. Trafik stresi, gürültü ve aile problemleri beyni yorar. Bu yorgunluktan kurtulmak için kendi ilacınızı kendiniz bulun, sakin bir müzik ve biraz Polyannacılık gerekebilir. Uykudan az önce verim artar. Beyin gece verim alıyorsa, bu saatler değerlendirilmelidir .


12 adımda beyninizi genç tutun

Başkasının acısına çok üzülmeyin

Beynimizi endişeden uzak tutmalıyız. Beyin 'acaba'yı sevmez. Evrene soru işareti şeklindeki düşünceler yayarsanız, gerçekleşecek güzel olayları olumsuzlaştırabilirsiniz. Hiç kimsenin acısı ile çok fazla empati yapmamak lazım. Çok fazla empati, benzer acıların size yapışmasına yol açar. Endişeli bir beyin verimli olamaz. Hedefe kitlenin! "Kesinlikle bunu yaşayacağım " dediğiniz anda, bir beyin cerrahı olarak size garanti ediyorum ki; yapamayacağınız şey yoktur. Öte yandan başarıya alışmış bir beyni de doyurmak gerekir. Böyle bir beyin, daha çok başarı ister

Muz, çikolata ve müzik beyni zinde tutar

Beyni genç ve zinde tutmak için tüketilmesi gereken gıdalar:

Hafif miktarda kafein yani çay, kahve ve kola tüketimi beynin daha berrak çalışmasını sağlar. Birçok insanda kahve alışkanlığı beyni açmak için gelişmiştir. Kahve içmeden uyanamayan birçok insan vardır. Ancak alışık olmayan bir kişinin, güne kahve içerek başlaması ters etki yaratabilir. Çikolata, muz, fındık, fıstık ve balık gibi birtakım gıdalar ise serotonin içerdikleri için mutluluk hormonu yayılmasını sağlar. Bu gıdaların, beyni zinde ve mutlu tutmaya yönelik bir etkileri vardır. Mutlu beyin de, tam kapasite ile çalışır

Beyin sağlığı için kesinlikle uzak durulması gereken şeyler:

Sigara ve alkolden mutlaka uzak durmak gerekiyor. Nikotin, vücudun bütün damarlarını büzeceği için beynin kanlanmasını bozar. Bu da; beyne az kan gitmesi anlamına geleceği için beyin yarı kapasite ile çalışmaya başlar. Sürekli alkol tüketenlerin beyinlerinde küçülmeler de olabilir. Kokain kullanımı da, beyni bir ceviz kadar küçültebilir.

HOBİLER EDİNMELİSİNİZ!

Spor ve müziğin, beyin sağlığına yönelik olumlu etkileri nelerdir?

Spor ve müzikle alakalı olmak, beyni besler. Bir hobi edinmek bu anlamda çok önemlidir. Örgü örmek gibi en basit hobi bile, sizin, dolayısıyla da beyninizin mutlu olmasını sağlar. Spor yapmak da beyin sağlığı için çok yararlıdır. Spor yaparken, beyinde endorfin denen bir madde salgılanır. Bu da; beyne haz duygusu verir ve gelişmesini sağlar. Spor, beyinde gençlik hormonu salgılanmasına da imkan verir. Bu da, eskiyen hücreleri yeniler.

Unutkanlığın ilacı meditasyon

Unutkanlık, beynin çok yorulduğunun bir işareti midir?

Unutmak, hafıza yorgunluğundan kaynaklanır. Genellikle önemsenen şeyler unutulmaz. Beyin önem sayısına göre olayları çöpe atar. 40 yaşından sonra, herkeste unutkanlıklar olur. Bunu geciktirmek elimizdedir. İyi beslenerek, kan şekerini sabit tutarak, spor ve beyin jimnastiği yaparak; unutkanlığı minimumda tutabiliriz. Beyin daha erken yaşlarda fire vermeye başlasa da, yaşlanma 40'lı yaşlardan itibaren gerçekleşir. Beyni stresten uzak tutmanın yollarından biri meditasyondur.

Antidepresan yerine gün ışığı

Mutluluk ve mutsuzluk beyni nasıl etkiler?

Beyin depresyona girdiği zaman farklı, mutlu olduğu zaman farklı çalışır. Ağır depresyon yaşayanların hafıza kaybına uğrar. Hafızanın geri gelmesi, bir-iki yılı bulabilir. Bu yüzden, depresyonları ağır seviyeye vardırmamalı. Gün içinde beynin salgıladığı hormonlar, performans kabiliyetini etkiler. Mutsuzluk, mutluluk hormonunu aşağı çeker ve depresyonu getirir. Biz de, mutluluk hormonunun yeniden salgılanması için antidepresan veririz.

PERDENİZ AÇIK OLSUN!

Antidepresanlar beyne herhangi bir zarar verir mi?

Beyne zarar vermezler ancak beyin dışındaki başka fonksiyonları etkileyebilirler. Şişmanlık ya da cinsel isteksizlik yaratabilirler. Ancak alkol ile birlikte alınırlarsa, beyne zarar verirler. Ben depresyondaki insanlara bol bol yürüyüşe çıkmalarını öneriyorum. Ayrıca, depresyona eğilimi olanlar odalarının perdeleri kapalı olarak uyumamalı. İnsanların sabahları gün ışığı ile uyanmaları gerekir. Gün ışığı, beyinde serotonin denen mutluluk hormonunu salgılayan en önemli faktördür. Sabahları, yavaş yavaş dönen ışığı beynin algılaması gerekir. İlaç, beynin kendi ürettiği serotoninin yerini almaz.




Kilo vermek ve ince olmak konusunda en basit ve en etkili tek bir formülden bahsetmek mümkün değil. İnsan vücudu duygular, hormonlar ve çevresel faktörler ile çok karmaşık bir yapıda. Bu yüzden birden fazla değişken üzerinde çalışmak gerekiyor. Yavaş ama emin adımlarla ilerleyen, hedeflerinde gerçekçi ve kararlı olan kişiler sağlıklı beslenme ve kilo kontrolü yarışını mutlaka kazanır! Sağlıklı ve dengeli bir diyet her zaman işe yarar ve uzun vadeli başarı sağlar.


Aşağıda ki 5 ipucunu uygulayarak sizde başarıyı yakalayabilirsiniz…


· Her Hafta Diyetinize Yeni Bir Davranış Ekleyin!



İlk önce işe her günkü rutin yeme düzeninizi düşünerek başlayın. Hatta not alarak kendi kendinizin polisi olun! Ne kadar sıklıkta meyve tüketirsiniz? Öğlen ya da akşam yemeklerinizde sebze yemeklerine yer veriyor musunuz? Yeterli miktarda su içiyor musunuz? Kendinizi sorguladıktan sonra harekete geçmeye başlayabilirsiniz. Örneğin ilk hafta; yeterli meyve tüketmiyorsanız, beslenmenize 1 porsiyon meyve ekleyiniz. İkinci hafta; her güne 1 porsiyon sebze yemeği ekleyiniz. Üçüncü hafta; 4 bardak daha fazla su içmeye çalışınız ve dördüncü hafta ise yüksek kalori içeren içecekleri sınırlandırınız. Bir ay sonunda sağlıklı beslenmeye dair sağlam temeller atmış olacaksınız.



· İki Buçuk- Üç Saatten Daha Fazla Aç Kalmayın!


Günlük koşuşturmaca içinde ara öğün tüketmek aklınıza gelmiyor ya da acıksanız daha yemeğe fırsat bulamıyor olabilirsiniz. Ancak “Ara öğünler” özellikle kan şekeri seviyemizi stabil seviyede tutmayı ve metabolizmamızı hızlandırmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle öğün saatiniz için alarm kurabilir ve yanınıza minik öğünler alıp kolayca taşıyabilirsiniz. Ara öğünler için 100-200 kalori civarında sağlıklı seçimler yaparak hem kilo kontrolünü sağlayıp formda kalır hem de kan şekerinizde ki dalgalanmalara dur demiş olursunuz.



· Su Tüketiminizi Düzene Sokun!


Ortalama olarak yetişkin bir bireyin vücut ağırlığının % 55- 75’i (38- 46 L) sudur. Bu yüzdeler kişiye, vücut bileşimine, yaşa, cinsiyete ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilmektedir. Suyun; vücut ısısının dengelenmesi, besinlerin sindirimi ve emilimi sırasında hücrelere taşınması, toksinlerin vücuttan arındırılması gibi birçok görevi vardır. Bu nedenlerle günde 8-12 bardak kadar su tüketilmesi önem taşımaktadır. Su tüketmekten hoşlanmayanlar için önerim; suyun içine salatalık elma ve havucu dilimleyerek aromalandırmaları olacaktır.



· Günlük Lif Alımınızı Arttırın!


Lif tüketiminin sağlığımız için birçok faydası bulunmaktadır. Kilo vermenize yardımcı olacaktır çünkü bu tip besinlerin yağ oranı ve kalorisi düşüktür. Çözünen lifler kolesterolü düşürücü etki sağlar. Yüksek miktarda çözünen lif içeren besinler arasında arpa, yulaf, kuru baklagiller, sebze ve meyveler sayılabilir. Çözünmeyen lifler bağırsakların “boşaltımını” kolaylaştırır. Tam tahıllı ekmek veya esmer pirinç gibi tam tahıllı yiyecekler çözünmeyen lifler için iyi bir kaynaktır. Bunlar arasında meyve kabukları ve kök sebzeler de sayılabilir. Günde en az bir kez yemeğin yanında salata tüketmeyi hedefleyin. Yemeklerinize taze sebzeler ekleyerek, vitamin ve lif alımızı da arttırmış olursunuz. Salata tüketmek tokluk hissinin çabuk gelişmesine yardımcı olup daha az yemenizi sağlayacaktır. Yemeğin sonunda tatlı yerine taze meyve salatası tercihi yapmak da lif ve kalori dengesi açısından daha yerinde bir davranış olacaktır.



· Aktif Olun!


Yapılan fiziksel aktivitelerin ‘egzersiz’ olarak algılanabilmesi için düzenli olarak haftada en az 3 kez 40- 45 dakika boyunca uygulanması gerekmektedir. Spor salonuna gidecek yada açık havada egzersiz yapacak vakti bulamıyorsanız bu gibi durumlarda bulunduğumuz ortamda küçük egzersizler yapmaya çalışabilirsiniz, bir kaç kat için asansör yerine merdivenleri kullanabilirsiniz, 15-20 dakikalık mesafelere arabayla değil de yürüyerek gitmeyi deneyebilirsiniz, metroda yürüyen merdivenleri kullanmak yerine basamaklardan çıkıp-inmeyi alışkanlık haline getirebilirsiniz. Uygulanan bu küçük egzersizlerin vücudumuza geri dönüşü yüz güldürücü olacaktır.



Dyt. Gamze Şanlı